Sri Lanka’nın safari için harika bir yer olduğunu biliyor muydunuz? Peki fiyatların Afrika’ya göre çok daha ucuz olduğunu? Sri Lanka büyük dörtlüsü olarak geçen ( Asya fili,leopar, tembel ayı, balina) harika yaratıklar dışında bolca tropik kuş, maymun ve hatta timsah görebileceğinizi?
Öncelikle şunu hatırlatmak isterim. Buralar doğal yaşam alanı, belli sezonlarda ve saatlerde muhteşem devasalıktaki ve güzellikteki canlıları görme ihtimaliniz daha fazla olsa da o günün hava şartlarına göre hayalinizdeki deneyimi yaşayamama ihtimaliniz var. Bir yerden sonra bu biraz şans işi. Sri Lanka büyük dörtlüsünden 3’ünü biz aynı yerde görmüş olsak da gitmeden bunun zor bir ihtimal olduğunu biliyorduk. İstediğimiz de hırslı bir şekilde hayvanları arayan bir safari deneyimi yaşamamaktı ki bu konuda çok tatmin olduk. Yine de doğru tercihe sizi yaklaştırabilecek Sri Lanka’da safari deneyimi yaşayabileceğiniz seçenekleri ve bizim neden Wilpattu’yu tercih edip diğerlerini elediğimizi okumak isterseniz 'Sri Lanka'da Safari Seçenekleri' yazımıza bakabilirsiniz.
Gitmeden bizim de en merak ettiğimiz konulardan birine yani safariyi ayarlama ve ücreti konusuna gelecek olursak; Sri Lanka turiste önem veren ve dövize ihtiyaç duyan bir ekonomiye sahip. Dolayısıyla turistik bölgelerde konakladığınız yerin aktiviteye yönelik size hizmet sunması çok olası. Biz Wilpattu’da Booking üzerinden ayarladığımız ekolojik bir hostelde kaldık ve ev sahibimiz rezervasyondan sonra bizimle iletişime geçip, safari yapıp yapmayacağımızı, isterse ayarlayabileceğini söyledi. Demek istediğim safari yapacağınız doğal yaşam alanına karar verdikten sonra Booking veya AirBnb den kalacağınız yere bakarken safariyi de ayarlama seçeneği olan bir yeri tercih ederseniz rahat edersiniz.
2023 Haziran ayı safari ücretlerine gelirsek ev sahibimizin bize sunduğu paketler şu şekildeydi:
2 kişi, paylaşımsız jeep, tam gün = 118 dolar (2 kişi toplam fiyatı)
2 kişi, paylaşımsız jeep, yarım gün = 60 dolar (2 kişi toplam fiyatı)
2 kişi tek jeep ile safari alanına ekstra giriş ücreti toplam 71 dolar
2 kişi, 1 çift ile paylaşımlı jeep, tam gün = 82 dolar (2 kişi toplam fiyatı)
Paylaşımlı seçenekte 2 kişinin safari alanına ekstra giriş ücreti toplam 64 dolar.
Bu fiyatların hepsine sabah kahvaltısını, öğle yemeğini, meyveleri, su ve içecekleri içeren bir sepet(fazlasıyla yeterli) , dürbün(bizimki kalitesizdi çok işe yaramadı) ve otelden alıp bırakma ücreti dahil.
Afrika’daki safari seçeneklerini hiç incelemedeyseniz bu fiyatların ne kadar uygun olduğunu ve 2 kişinin tek jeepte gitmesinin ne kadar lüks kaldığını bilmeyebilirsiniz. Bizim için bu seçenek varken ve yapabiliyorken paylaşımsız yapmak isteği çok netti.
Yarım gün mü yapalım tam gün mü diye çok arada kalmıştık zaman sıkıntımız olduğu için. Yarım gün istediğimizi söylediğimizde ev sahibimiz ısrarla tam güne yönlendirdi. Neden dediğimizde hayvanların görülme ihtimalinin en çok gün doğumunda ve batımında olduğunu ve yarım günün koştur koştur geçebileceğini söyledi. İster istemez kandırılıyor muyuz diye sorgulasak da en son ikna olduk. Ve çok hak verdik adama sonrada. Tembel ayıyı sabah, leoparı öğle saatlerinde, fili ise gün batımında gördük.
Gece sıcaktan iyi uyuyamamış olmama rağmen 05.00' te alarmın çalmasıyla yataktan zıplayarak kalkıyorum, çok heyecanlıyım! Hazırlanıp bahçeye çıkıyorum. Gün içinde yiyeceklerimiz bir piknik sepetinin içinde, hazırlanıp kutulanmış bizi bekliyor. Sürücümüz, aynı zamanda rehberimiz olan Pattum’ la tanışıyoruz ve saat 05.45'te evden ayrılıyoruz. Bizle beraber 2 araba daha ayrılıyor. Bütün safari boyunca 10 arabadan fazlasını görmedik. Genel olarak kalabalık değildi ve neredeyse hep yalnızdık.(kalp) Bize safariyi ayarlayan ev sahibimizle 2 kişi tüm gün safari için 120 dolara anlaşmıştık. (Arabada sadece Semih, ben ve rehberimiz vardı ve bunun ne kadar doğru bir karar olduğunu ilerleyen dakikalarda anlayacaktık! ) Safariye başlayalı 5 dk olmuşken karşıdan karşıya yemek yiye yiye geçen sloth bear'ı görüyoruz. Resmen dibindeyiz. Yanında 4-5 tane tavus kuşu salına salına geçiyor. Ve hayatımın en eşsiz deneyimlerinden biri böyle başlıyor. Sri Lanka’da telefonuma safariden sonra şöyle bir not almışım : ‘Miyazaki filminin içindeki bir karakterdim ve ormanın bütün ruhları bana göründü.’ Pür dikkat, Semih'in elinde fotoğraf makinesi, benim elimde go pro ve telefonum, bir yandan bu dünyanın derinine dalarken bir yandan anı ölümsüzleştirmeye çalışıyoruz. Doğruya doğru, başlarda sarhoş oluyorum adeta, neyi ne ile çekeceğimi filan şaşırıyorum. Her şey o kadar büyüleyici ki... Bir yandan uzun yıllardır yaptığımız gibi bu gezimizi de bir belgesel-film haline getirmeyi istiyoruz, bir yandan büyük bir dikkatle baktığımı sanarken rehberimiz arabayı durdurup eliyle bir yeri işaret ediyor. ‘Look! Şu, Look bu….’ Çoğunu lens sayesinde çok daha ayrıntılı görüyorum ve nasıl direkt çıplak gözle ve araba sürerken görebildi diye şaşırıp duruyorum.
Hayatımın ilk baykuşunu kafasını 360 derece çevirirken gözlemliyorum! Sağımda tatlı ceylan sürüsü, solumda Aslan Kral’daki Rafiki cinsi maymunlar nereye bakıp büyüleneceğimi şaşırmışken telefonumun olmadığını fark ediyorum. Çantama bakıyorum, yerlere, ceplere, Semih’e söylüyorum, her yere bakıyoruz, yok. Önceki gün de ev sahibimiz, jeeplerin yanı açık olduğundan ve yol sarsıntılı olduğundan eşyalarımıza, özellikle telefonlarımıza dikkat etmemiz gerektiğini söylemişti. Ah be Elçocum yaaa, düşürdüm yani demek ben de fark etmeden diye düşünüyorum ama hiç düşürmüş gibi hissetmiyorum. Pattum’a söyleyince ‘Hay Allah’ gibi bir şeyler söylüyor ve bulma ihtimalimiz olan yerlerde 3 tur attıktan sonra yolda olmadığına emin bir şekilde, günümüzün kötü geçmesine izin vermeyelim diyip safariye devam ediyoruz. Yalnız olmak büyük bir avantaj oldu bu konuda. Grupla bunu yapmak söz konusu olamazdı doğal olarak ve aklımızda hep bir ‘Acaba mı?’ olurdu. Ayrıca istediğin noktada istediğin kadar durabilme özgürlüğü, merak ettiklerine göre şartlar el veriyorsa rehberi yönlendirebilme ve bu eşsiz anları ilk kez göreceğin insanlar yerine sevdiğin biriyle ve kendinle paylaşmak çok güzeldi bence. Neyse telefon da olmayınca ben gezinin kalanı boyunca sadece anın tadını çıkarmaya odaklandım. Go pro ile video çekmek dünyanın en konforlu çekim tercihi olduğundan hiç engellemedi bu durumu. Yırtıcı kuşlar, gözümüzün içine bakan Harry Potter geyiği, Bambiler, koşturan yaban domuzları, sadece çizgi filmde var olduğunu sandığım kuşlar…
Safari ile ilgili benim için öne çıkanları alıntılamak gerekirse;
1.Safariye başlar başlamaz gördüğüm en sevimli ve komik canlılardan ‘tembel ayı’nın beslene beslene karşıdan karşıya geçişini izlemek. Güzel bir gün olacağının habercisiydi.
2. Bütüüün bu 8 saat boyunca ortamı bir masal alemine döndüren ve kendini rüzgarın akışına bırakmış beyaz kelebek sürüsüyle beraber gezmekti. Tatlı bir rüzgar, devasa ağaçların içinde dar yolda ilerleyen bir jeep ve onlara doğru narince süzülen beyaz kelebekler, saçımda, kolumda her yerde…devasa bir çiçektik sanki onlar için..
3. Ağaca uzanmış dünyanın en güzel canlılarından birini izleyerek öğle yemeğimizi yememizdi. Leoparı ilk gördüğümüz an o kadar heyecanlandık ki! Resmen dibimizdeydi, şöyle bir başını kaldırdı ve bunlar nasıl bakışlar be kardeşim! Sonra ‘meeehh..’ dedi resmen ve uyuklamasına geri döndü. Orada onu en az yarım saat izledik. Bu arada bir süre sonra rehberimiz arkadaşlarına haber verdi, leopar görmek zor bir şeymiş genelde. En kalabalık an o andı, 4-5 araba olunca biz hareket edebiliriz artık dedik.
4. Rehberimizin bir anda durup ilerdeki çamuru göstermesi ve biz ne olduğunu anlamayınca ‘Crocodile !’ anlayın be kardeşim diye tekrar gösterip lens ile bakıp anca görebildiğimiz çamurda pusuya yatmış timsahın yavaşça kalkıp nehire sadece gözleri görünecek şekilde girmesi. En korktuğum hayvanlardan bu arada kendisi, önümü ilikleyip saygılar abi diyesim geldi görünce.
5. Hayatımda ilk kez fil gördüğüm o an:)) Fil benim evrenle iletişim şeklim gibi bir şey. Nedenini bilmiyorum. Sadece bu devasa muhteşem canlıyı görünce hayalini pek çok kez kurmuş olduğum bir anın içinde olmanın getirdiği duygusallık ve nasıl anlatsam bir tür gurur duygusu vardı.
Son olarak -bu kısım telefon hikayesiyle birleşiyor- rehberimiz Pattum’un olaylara bakış açısı ve davranışı beni çok etkiledi. Pattum gişe kapanmadan telefonu bildirmek için safariyi erken bitirmemiz gerekiyor dedi. Ben tamam diyip dudak bükünce de ‘İyice her yere baktınız mı kesin?’ dedi. Semih dur ben de bir tekrar bakim dedi ve Semih’in sırt çantasından çıktı:D Pattum sadece sıcacık gülümsedi ve yine ‘Hay Allah, alemsiniz ‘ hissi veren bir şey dedi. Sıfır kötü hissettirme. SIFIR. Ve bundan bu kadar etkilenmemi de sorguladım. Yani bir insan zaten bir durum için kendini kötü hissederken ona kendini daha kötü hissettirecek şeyleri neden söyleriz? İşte bunları sorgularken buldum kendimi. Gördüğüm muhteşem canlıların, unutulmaz anların üstüne, kibar ve iyi hissettiren bir insanla bu günü geçirmek içimi minnetle doldurdu. İnsanlık üzerine şiir yazıcam şimdi nerdeyse ahaha gaza geldim.
Comentarios